Baran Danış Ankara – Ramize Erer’in 100’e yakın portresini ilk kez bir araya getiren retrospektif nitelikteki sergisi “Ve Bir Gülüm Ben”, Ankara Galeri Nev’de açıldı. İsmini Emily Dickinson’ın bir mısrasından alan sergide 20. yüzyıl Avrupa ressamlarının başyapıtları andıran portreler, en çok gözleri ya da bakışları ile öne çıkıyor. Serginin ismi konusunda aldığı ilhamı Erer “Emily Dickinson şiirleri ve hayatı ile beni etkileyen bir şair. Deniz Artun ile isim hakkında yazışırken, tıkandığımız bir anda şairlere bakalım, dedik. Aklıma ilk gelen Dickinson’ın şiirleri oldu. Hemen bir mısrasını Deniz’e gönderdim fakat biraz karanlık bulduk. Sonra Deniz’den ‘Ve Bir Gülüm Ben’ geldi. İkimiz de çok sevdik. Resimlerimin diline uydu. Mecazi anlamının dışında sergideki resimlerde kullandığım renkleri, gül kırmızılarını, portrelerin yanaklarındaki gül pembelerini, gül resmini şaşırarak fark ettik” diye anlatıyor.
Âşık olsunlar
Ramize Erer’in sergisindeki çalışmalar karikatürlerindeki karakterleriyle çelişiyor. Tablolardaki kadınlar ve kız çocukları olanca kırılganlıkları ile izleyicinin yalnızca bakışını değil aynı zamanda şefkatini bekliyor. Erer çalışmalarındaki farkı şöyle anlatıyor: “Karikatürlerim dışa dönük, sosyal ve siyasi bir mesaj içeriyor. Doğasında hiciv var. Resimlerimi ise daha çok kendimle ilişkilendiriyorum, daha içe dönük bir ifade biçimi benim için. Karikatür serüvenimde, hayatımın uzun bir döneminde günlük gazeteye çizerken de ‘kadınların arzularından’ bahsetmek devrimci, ilerici bir tavırdı. Burada bir yol açtığım söylenebilir. Nitekim Fransa’dan Cesaret Ödülü, Avusturya’dan Sokol ödüllerini aldım. Resim serüvenimde ise plastik bir meydan okuma önceliğimdi. Bu dili oluştururken plastik olarak ekspresyona yaslanmadan ‘kırılganlık’ gibi güçlü duyguları (daha çok kadınlara zayıflık olarak atfedilen) yansıtmakla ilgilendim. Genç insan portreleri, kadın, ergen bedenleri ve bazen onları çevreleyen atmosferdeki kırılganlık. Bizi güçlü yapan zayıf, kırılgan yanlarımızdır aynı zamanda. İnsanın bu hâli benim için her zaman çarpıcı olmuştur.”
Ramize Erer izleyicilerin salondan ayrılırken hissetmelerini dilediği duyguları tarif ederken ise önce kendi izleme biçimiyle söze başlıyor: “İyi bir resim izleyicisiyim. Yurt dışına gittiğimde ilk işim müzeleri ziyaret etmek, sevdiğim galerilerdeki sergileri gezmek olur. Müzelerin, sergi salonlarının duvarlarında, sessizliğin içinde asılı duran bazı resimler beni büyüler. Önlerinde çakılı kalır, nefesim kesilir. Yaratma zevki ve heyecanı ile dolmuş olarak çıkarım oradan. Benim resimlerimi sevmelerini, hatta âşık olmalarını isterim izleyenlerden. Ve bana olduğu gibi, yaratma zevki ile sergi salonundan ayrılmalarını dilerim.” Erer’in izleyicilerin bakışını ve şefkatini beklediği kadınlarından oluşan “Ve Bir Gülüm Ben”, 11 Ekim’e kadar görülebilir.